Bir anne olarak evlat ne anlama gelir çok iyi bilirim...
Bir evlat olarak "anne" ne anlama gelir bir kez daha anladım...
O kadar kaptırmışım ki kendimi BaLLının dünyasına, o kadar yok saymışım ki her şeyi birden duvara çarpınca anladım.
O hiç hastalanmayan, her daim bir çınar ağacı kadar görkemli görünen, ağrıyan her yerimi iyileştirecek reçetesi mutlaka bulunan, ona benzemek için herşeyi göze alabileceğim kadın...
ANNEM...
iki gün önceydi, açtığı telefonda zorla konuşur gibi geliyordu sesi, sordum; "tansüyonum yükseldi sanırım, başım dönüyor biraz, endişelenme geçer birazdan" dedi ve kapadı. Geleyim mi diye sorduğumda "gerek yok" diyen kadını hiç mi tanımadım ben? Nasıl ona kandım da sözünü dinledim?
Eve koşa koşa mı gittim, ben gittikçe ev mi uzaklaştı, neden bu kadar sürdü her zaman gidip geldiğim yol? Eve girdiğimde rengi yoktu, üçlü kanepede yatıyordu, kucağında ona durmadan kalkmasını söyleyen oğlum...
Hemen hastaneye...
Yan odada acil vaka var, bütün doktorlar onun başında, hayata döndürmek için seferberlik ilan etmişler, ne güzel. Ama kollarına girdiğim, avuçlarımda bir kuş gibi titreyen, gözlerini açmakta zorlanan kadın benim annem. Nasıl olacak?
Bekledik... İŞkence gibi...
Doktor tahta bit spatulayı gözleriyle takip etmesini istiyor annemin. Halbuki daha acil bir müdahele bekliyormuşum. Sinirleniyorum, söyleniyorum... Oğlum babasıyla, nereye geldiğimizden habersiz, hastane bahçesinde oyunlar oynuyor! Hüzünleniyorum...
Sinirlerimi altüst eden hastabakıcıya bir iğne yaptıryor doktor ve "yarın mutlaka bir kulak- burun- boğaz doktoruna görünün" diyor sadece," gidebilirsiniz"... İnanamıyorum...
Hemen başka bir hastaneye götürüyoruz kıymetlimi, çünkü iyi olmalı o, ayaklanmalı derhal...
Biliyorum ki bu işler tanıdıkla oluyor, maalesef ki tanıdıksız işler yürümüyor. Arıyorum, geliyor... Annemi görür görmez koyuyor teşhisi;
"Vertigo Atağı"
O ne? Bilmiyorum... Teleşlanıyorum... Sonra kulaktaki denge sağlayan mekanizmanın bir insan hayatındaki önemini anlıyorum...
Çok şükür serum takılıyor, kan şekeri bakılıyor, tansiyon ölçülüyor. Kıymetlim, hastanenin acilinde, etrafı perdeyle kapatılmış hazin bir yatakta uykuya dalıyor. Rahatlıyorum... Bekliyorum yanıbaşında, ayrılmıyorum hiç...
Oğlum babasıyla oyunda...
Derken eve getiriyoruz, ev şenleniyor... Şükrediyorum....
Neler neler geçti aklımdan, neler neler düşünmemek için uğraştı bu kızcağız?
2 gündür uyumuyorum ben, 2 gündür duadayım. Ne kadar da ucuz insan hayatı? Nasıl pamuk ipliklerine bağlı... Uzun zaman olmuştu bu kadar korkmayalı.
Lütfen bir daha korkutmasın Yaradan!
Onsuz olabilecek hayatın bir saniye bile olsa aklımdan geçmesine izin veren herşey son buldu çok şükür...
Onu bana bağışlayana şükürler olsun...
Benim biricik Çınar Ağacım... Bir daha yaşatmasın....