O gün bugün işte...
hayatımın en boşluk yerinde, daha ismini bile koymaya bile zorlandığım iç yalnızlığıma tutunup da, leyleklerin ağzından kucağıma düşmüştün...
Hava yağmurluydu ve hiç beklenmedik bir zamandı, hatırlıyorum. Seni getirecek leyleklerin ziyaretine neredeyse bir ay vardı ve sen şuanda da barındırdığın sezgilerinle erken (!) olmasına rağmen ihtiyaç duyduğum en doğru zamanda çıkagelmiştin.
Sen geldiğinde yağmur coşmuştu... Yağmuru seven yüreğime bir de güzelliğin eklenmişti bütün heybetiyle...
Bir daha uyanmamak pahasına bile olsa sana uyanmaya kapattığım gözlerimi açarken ismini sayıklamıştım. Etrafımdakilerin seni ne kadar beklediği, ne kadar merak ettiği ve hatta deli pervane koştuğu umurumda bile olmadan haykırıyordum ismini. Çünkü en çok bendim seni bekleyen, en çok bendim seni merak eden ve en çok....... EN ÇOK ben senin uğruna deli pervane...
Kucağıma aldığımda nefesimi tuttuğum, dünyanın en anlaşılmaz mucizesinin elinden tuttum sıkıca. Hiç acımıyordu canım, oysa kesilip biçilmiş bir insana itibar ediyorlardı çevremdekiler. Hala acımıyor canım... Hiç acımadı ki...
Sen beni hiç acıtmadın ki...
Acıyan yanlarıma merhem sürmek için kullandın o küçücük, birsüre çubuktan olduğunu düşündüğüm parmaklarını. Ağlayan yerlerimi dindirmek için açtın o ilk andan itibaren anlamlı bakan, kocaman en kahverengilerini.
O kadar benim olmayacak kadar güzeldin ki ve hayat o kadar sen gibi harikasını vermemişti ki, doktora "giderken benimle eve gelecek değil mi?" diye sormak zorunda hissetmiştim kendimi.
Çok gülmüştü insanlar...
Bilememişlerdi tedirginliğimi... artık sensiz olamayacak yüreğimi...
Ben o gün bugündür hala kendi kendime sessizce soruyorum oğlum,
"hep benimle kalacak değil mi? hiç ayrılmayız değil mi?"
O kadar çok seviyorum ki seni... bunu anlaman için ne kadar zaman geçmeli ve sana nasıl söylemeli?
İyi ki geldin....
2008'in 18 Mart sabahı, saat 09.05'i gösterirken durmuştu zaman... Saatler kendini sana teslim edeli bir hayli zaman oldu içimde.
Artık dün sen, bugün sen, yarın sen...
İlle de sen yavrum, İLLE de sen...
Mutluluk hep seninle olsun, doğum günün kutlu olsun...
Varlığın için Teşekkür ederim....
hayatımın en boşluk yerinde, daha ismini bile koymaya bile zorlandığım iç yalnızlığıma tutunup da, leyleklerin ağzından kucağıma düşmüştün...
Hava yağmurluydu ve hiç beklenmedik bir zamandı, hatırlıyorum. Seni getirecek leyleklerin ziyaretine neredeyse bir ay vardı ve sen şuanda da barındırdığın sezgilerinle erken (!) olmasına rağmen ihtiyaç duyduğum en doğru zamanda çıkagelmiştin.
Sen geldiğinde yağmur coşmuştu... Yağmuru seven yüreğime bir de güzelliğin eklenmişti bütün heybetiyle...
Bir daha uyanmamak pahasına bile olsa sana uyanmaya kapattığım gözlerimi açarken ismini sayıklamıştım. Etrafımdakilerin seni ne kadar beklediği, ne kadar merak ettiği ve hatta deli pervane koştuğu umurumda bile olmadan haykırıyordum ismini. Çünkü en çok bendim seni bekleyen, en çok bendim seni merak eden ve en çok....... EN ÇOK ben senin uğruna deli pervane...
Kucağıma aldığımda nefesimi tuttuğum, dünyanın en anlaşılmaz mucizesinin elinden tuttum sıkıca. Hiç acımıyordu canım, oysa kesilip biçilmiş bir insana itibar ediyorlardı çevremdekiler. Hala acımıyor canım... Hiç acımadı ki...
Sen beni hiç acıtmadın ki...
Acıyan yanlarıma merhem sürmek için kullandın o küçücük, birsüre çubuktan olduğunu düşündüğüm parmaklarını. Ağlayan yerlerimi dindirmek için açtın o ilk andan itibaren anlamlı bakan, kocaman en kahverengilerini.
O kadar benim olmayacak kadar güzeldin ki ve hayat o kadar sen gibi harikasını vermemişti ki, doktora "giderken benimle eve gelecek değil mi?" diye sormak zorunda hissetmiştim kendimi.
Çok gülmüştü insanlar...
Bilememişlerdi tedirginliğimi... artık sensiz olamayacak yüreğimi...
Ben o gün bugündür hala kendi kendime sessizce soruyorum oğlum,
"hep benimle kalacak değil mi? hiç ayrılmayız değil mi?"
O kadar çok seviyorum ki seni... bunu anlaman için ne kadar zaman geçmeli ve sana nasıl söylemeli?
İyi ki geldin....
2008'in 18 Mart sabahı, saat 09.05'i gösterirken durmuştu zaman... Saatler kendini sana teslim edeli bir hayli zaman oldu içimde.
Artık dün sen, bugün sen, yarın sen...
İlle de sen yavrum, İLLE de sen...
Mutluluk hep seninle olsun, doğum günün kutlu olsun...
Varlığın için Teşekkür ederim....
13 yorum:
öyle dokunaklı öyle güzel bir yazıki gözlerim doldu okurken, acaba bende böyle bir güzelliği yaşayacakmıyım günün birinde diye geçiverdi aklımdan düşünceler:)
Allah seni yavrundan hiç ayırmasın canım:)
Tabii yaşayacaksın MOMOLcum :) Allah kimseyi yavrucuğundan ayırmasın...
Allah sağlklı uzun ömürler versin. hep de mutlu olup, mutlu etsin :)
nice yaşlara
Çok teşekkürler Bekriya... Allah hepimize mutluluk versin :)
nice mutlu yaslara...
Yine yazmışsın...
Siz hiç ayrılmayacaksınız...
İkinizi de çok seviyorum...
siz var ya siz harikasınız ve birbirinize sahip olduğunuz için çok ama çok şanslısınız.
küçük adamı kocaman öpüyorum ve herşeyin gönlünce, gönlünüzce olmasını diliyorum.
nice seneler...
allah üniversite mezuniyetini ve hatta onun çocuğunu eline almayı nasib eder inşallah.. nice uzun yıllar birlikte geçirmeniz dileğiyle..
mgntwmn; teşekkürler...
Elifim; biz de seni çok seviyoruz...
Mayam; küçük adam ve ben seni kocaman öpüyoruz :)
LA'cım; amin... ağzın bal yesin :) teşekkürler...
nice senelere...kokusu hep burnunda olan yavrularımızla nice uzun sağlıklı ömürler olsun hepimize....çok çok güzel bir yazı yazmışsınız..sevgilerimle
Sevgili Evrim; güze duaların için teşekkürler.. Allah yavrularımızı korusun ve onlarla gecen her güne şükürler olsun...Teşekkürler, sevgiler...
size dair okuduğum her bir kelimenin biri size değiyorsa biri kendime değiyor ve ben her seferinde ağlıyorum...
mutlu kalın, aşk sarsın yüreğinizi, hiç ama hiç ayrılmayın...
size dair okuduğum her bir kelimenin biri size değiyorsa biri kendime değiyor ve ben her seferinde ağlıyorum...
mutlu kalın, aşk sarsın yüreğinizi, hiç ama hiç ayrılmayın...
Yorum Gönder