Söylemeden edemeyeceğim; çalıştığım yerin tam karşısında, tek katlı bir çay ocağı var. İsmail abi, 2 oğluyla işletiyor küçücük dükkanını senelerdir. Çocukların gözümün önünde nasıl büyüdüklerine ben bile inanamıyorum (bir tanesi daha yeni askerden geldi) Her iş günü mutlaka bir ya da iki Türk kahvesi içmek, içimi dinlendirmek için yanlarına giderim.
7 senedir her gün, hiç usanmadan, hiç bahane bulmadan, çok yoğun olsalar bile köpüklü ve illa ki orta şekerli kahvemi gülümseyerek masama bırakırlar. Bugün yine aynı şey oldu. Yoğunluğumun orta yerinde koşarak gittim çay ocağına, hiçbir şey söylemeden oturdum masaya. Birkaç dakika sonra efil efil kokular içinde gelen kahvenin ilk yudumunu içtiğimde, ne kadar iyi hissettiğimi ve bilmeden ne kadar iyi hissettirdiklerini fark ettim ilk defa. Onlar, sadece kahve yaptıklarını sanıyorlardı ama benim için aslında günün en güzel anı olduğunu bilmiyorlardı. Her seferinde "ellerinize sağlık" diyerek terk ettiğim o küçük dükkandan bu defa içimdekileri söylemeden gitmemeliydim.
"Sevgili İsmail abi, bunca koşturmaca ve bunca yetişme telaşının içinde, bunca kalabalığave yığınla"bunca" ya rağmen; sevgini emeğinle karıştırarak köpürttüğün kahven, yoğun bir günün en büyük güzelliğiymiş yeni anladım... Bana insanlığımı ve dinlenmenin hazzını yaşattığın bu kısacık molalar için çok teşekkür ediyorum. Hiçbir kahve, ruhuma bu kadar iyi gelmemişti... "
Haftasonunda kahve yapanlarınız, yaptığınız kahveyi sevgiyle içenleriniz çok olsun...
İyi tatiller...
4 yorum:
yavru kuşumun hediyesi elimde patladı kızım resmen. biz ne zaman kaave içcez?!!!
bu akşşam orta şekerli kahve ve çifte kavrulmuş lokum şart oldu :)
Adama dedin mi bunları gerçekten?:)
Sibelcim; ne zaman istersen içeriz kahvemizi ama bu aralar sen yoğun olduğunu söylediğin için ilişmedim sana... bugünden itibaren ilişicem :)
Emrah; ağzının tadını biliyorsun, benim için de iç :) afiyet olsun
Elifim; sence??? :)
Yorum Gönder