30 Aralık 2011 Cuma
GÜLÜMSE 2012'ye...
28 Aralık 2011 Çarşamba
Üzgün ANNE Notları
26 Aralık 2011 Pazartesi
BaLLıma Öğütler (varan1)
"Zaman gelir, bunalırsın.. Herşey sürekli yolunda gitmek zorunda değil ya? Bu işin cilveleri var arkadaş. Azıcık bunaltacak, canını sıkacak, yeteeeeer diye bağırtacak, belki de hüngür hüngür ağlatacak...
Affetmek Her Zaman Ve Her Yerde Yanımda Taşıdığım İyileştirici Bir Araçtır
Affetmeye hazırım;
Eleştiri, korku, suçluluk, pişmanlık ve utanç duygusunu üzerimden attığım zaman
Bu hepimizi özgür kılacaktır.
Eski meseleleri kapatmaya hazırım.
Bu yükü uzun zamandır sırtımda taşıdığım için kendimi affediyorum
Her insan kendi davranışlarından sorumludur ve hayatta ne ekerse onu onu biçerler
Bu nedenle kimseyi cezalandırmama gerek yok
Ben de dahil olmak üzere hepimiz kendi bilinçlerimizin yasaları altında yaşıyoruz
Kendi adıma kin tutan yönümü bir kenara bırakıyorum ve sevgiyi kucaklıyorum
Ve şimdi iyileşiyorum...
"Günde bir kez olsun gülmeli ve neşeli olmalıyız , sevinci öğrenebilirsek başkalarına acı vermeyi de unuturuz..."
NOT: neşeli olmaya çalışıyorum şurada, anlamıyor musun? :/
20 Aralık 2011 Salı
Sibel, Ben ve MİM....
Sibelim bana MİM göndermiş taaa ne zaman :/ cevaplamamak olur mu hiç… Zaten daha önce yanıtsız bıraktığım ama farkına bile varmadığım bir MİM ile alakalı dünya fırça yedim, yenisini istemem J
Hakkımda 7 gerçeği öğrenmek istemiş.. hmmmm
İnsan ne kadar fırsat buluyor ki kendine uzaktan bakmaya, kendini tanımaya…? Hem ne kadar tarafsız davranabilir ki yorumlarında?
Olsun… Sibelim istedi, konu kapandı….
Açıklıyorum:
1- 1- Çok kavgacıyımdır ben, beni tanıyan bilir. Ayıp ama gerçek bu…. Hemen atlarım, saldırırım haksızlık karşısında, hem öyle lafla falan bırakmam iş ileri giderse; kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım. Bu mu gerçek, pek değil :/ Şöyle söylemeliyim ki, anne oldum olalı hormonlarımdan şikayetçiyim. Kavga etmek için midemde kaynama olsa da önce bir durup düşünüyorum, karşımdakini galiba çocuğum yerine koyup, davranışımı tartıyorum. Ee, tabi sonrasında farkına vardığımda da ya kendimle gurur duyuyorum, ya da kaçırdığım fırsat için oturup ağlıyorum...
2- 2- Takıntılarım var… Yok, öyle bildiğin cinsten değil, say say bitmez. Beni tanıyanlar bilir, tanımayanlar çok feci öğrenir L Misal de vereyim hatta; yanımda kağıt katlanırsa yana devrilirim, sistemli seslere hiç dayanamam müdahale ederim (bozuk para şıkırtısı, tesbih çekilmesi, su damlaması, saat…) Allahtan beni sevenler bu konuda oldukça hassas davranıyor da, işim kolaylaşıyor. Davranmazlarsa bkz. Madde 1
3- 3- İçimdeki çocuk bana daima hükmeder; bastıramam, durduramam, susturamam. Nasıl isterse öyle şekillendirir beni. Ona göre giyinir, onun istediği oyunları oynar, onun sevdiği şarkıları söylerim. Bazıları buna delilik diyor, haklılar da. Çocukluk da deliliğin en güzel zamanı değil mi zaten; hesap soran yok, mana bulan yok… Ben böyle mutluyum :)
4- 4-Tek çocuk olduğum için herkes şımartılarak büyüdüğümü zanneder ama ben asıl gerçeği kimselere söylemem. Babamı henüz 6 aylıkken kaybettiğimi, annem ve teyzemle bir köyde mutlu ama kıt kanaat geçinmemizi, annemin beni bir bakışıyla nasıl titrettiğini.. Varsın onlar öyle bilsin, kime ne zarar? Gerçeği bilen biliyor nasıl olsa… ;)
5-55- Karanlıktan ve şimşekten çok korkarım. Ciddi nedenlerim var… Bu konuyu hemen es geçelim!
6- 6- Tam bir muhabbet kuşuyumdur... mekanda sevdiğim dostlarım, biraz alkol, hele bir de mum falan varsa beni tutamazsın arkadaş. Durmadan konuşur ve hatta şarkılar söyler mutluluğumla bayarım adamı. Susturabilene aşk olsun. Sorunuz Sibel :D
7- 7- Patavatsızlık derecesinde nobranım. Bazen durduramıyorum kendimi :/ halbuki kadın kısmısı şöyle biraz kibar ve asil davranır değil mi? Yok anam, dangadanak söylerim ne hissediyorsam, şaşar kalırsın. Kötü şaşırdıysan bir de bunun için paylarım :) İçim temizdir ya, paparayı yiyen arkadaş bununla pek ilgilenmez.
Velhasılı;
İyi bir insan olmak için çok çabaladım ben… Ne yaparsam yapayım, ne söylersem söyleyeyim içinde mutlaka sevgi bulursun. Kızsam da, söylensem de çabuk unuturum...
İyi biriyim özümde, hayırlısı olsun... :)
28 Kasım 2011 Pazartesi
IŞIKLI YILLARAAAAAA...
25 Kasım 2011 Cuma
Yaş Alıyorum, YaşLanmıyorum... Bu böyle biline!
Geçiştirilerek kutlanan doğum günlerinden olamıyor benimki çok şükür :)
neden mi? hemen açıklayayım:
Kimliğime göre doğum tarihim 24 Kasım (senesini yazmamı daha çok beklersin!) ama anneme göre 26 Kasım!? dolayısıyla ben kendimi bildim bileli 24'ünde başlayan ve 26'sına kadar kutlanan "Geleneksel Canıma Minnet Bed@rdem Kutlamaları" yapılır.
Bu sene de böyle oldu elbet...
24 Kasımda ofisteki arkadaşlarla ve ailemle, 25'inde bana süpriz yapan diğer sevenlerim ve sevdiklerimle, yarın da geri kalan canımıniçleriyle sürecek olan kutlamalara kendimi geçen haftadan hazırlanmış olmam gerçekten büyük şans :)))
Hayatında güzel insanları biriktirmek çok öenmli birşeymiş, biliyordum, emin oldum. Zaten doğum günleri de bunu görmenin en güzel yolu bana kalırsa.
Ben kutlamayı, aldığım yeni yaş değil, "amma da sevenim varmış" düşüncesi için yapıyorum. Çok iyi geliyor...
Hem herkesin yaşım konusunda çenesi kapanıyor, hem içten içe sevenlerin oluşturduğu bir coşku kabarıyor :))
Sevdiklerimle ve sevenlerimle olduğum için şükrediyorum. Herkese teşekkür ediyorum..
İyi ki doğmuşum da sizi tanımışım? (ee yuh bana) :))))
değil mi ama...?
17 Kasım 2011 Perşembe
AFFETME günüm
15 Kasım 2011 Salı
Yeni günün Işığı...
20 Ekim 2011 Perşembe
Erkek anaları...
analığa hazır mısın? donanımlı mısın? özgüvenin tam mı? düşünürsen yandın...
Çünkü bu soruların da, korkuların da sınırı yok. Çocuğunu (kız olsun, erkek olsun) kucağına alır almaz başlayan ve asla durdurulamayan iç titremesi...
neden ağlıyor? karnı mı acıktı? bir yeri mi ağrıyor? neden uyumuyor? ateşi mi var?....
her dakika soru işareti, her dakika tedirginlik. Uyumadı, uyumazsın; ağladı, üzülürsün; hasta olur, nefesin kesilir; düşer, için sızlar. Plan program yapamazsın asla, bütün işin gücün annelik çünkü bundan böyle. Ha, bir de çalışıyorsan falan geçmiş olsun. Artık insanlıktan çıkarsın.
Bütün hayaller onun üzerine; kazanılan paralar, kenara atılan zulalar, herşeyin en iyisi, en yenisi... Benim olmadı, onun olsun telaşları. Bütün bunlar bir gülücüğün peşinde koşan anaların/babaların yaşam felsefesi haline geliyor zamanla.
Senden olan bir canı, kendi canını da katarak yaşamak mücadelesi...
2 kere düşünmek, 2 kere üzülmek, 2 kere telaş, 100 kere sabır...
Daha sayamadığım dünya kadar cefa ile büyütülmüş çocuklarız her birimiz. Çocuklarımızı da öğrendiğimiz bu özveriyle büyütüyoruz, iyi (!) yetiştirmeye çabalıyoruz.
Günün birinde iyi bir öğrenci olsun, iyi bir evlat olsun, iyi bir sevgili, işinde iyi bir personel, iyi bir asker (!) olsun diye... Herşey "iyilik" üzerine...
Güya!!!!
Gün geliyor, çocuklar şiddet öğreniyor senden habersiz. Can yakmayı, üzmeyi, silah kullanmayı, can almayı öğreniyorlar. Halbu ki ne için uğraşmıştın onu büyütürken...
Gün geliyor, birbirini vuruyor evlatlar; kıyamadıkları anaları ağlatmayı öğreniyorlar bir yerlerden. Çekinmeden, düşünmeden, üzülmeden kıyılan canlar...
Ağlayan analar/babalar, solan hayatlar...
Yaşanamadan bitiyor anaların yavrucukları için kurduğu hayaller...
Giden gidiyor, kalanlar zor nefes alıyor...
Yaşam utanmadan devam ediyor!
Erkek anaları bir başka yaşıyor hayatı bizim memlekette.
Yüreği tetikte, tedirgin, korkak, panikatak...
Susarak, ağlayarak, inanarak ama hep korkarak!
Şimdi bir erkek anası olarak, korkma desem, öpeyim de geçsin desem, sarılsam, ağlasam, sussam, geçer mi?
Geçmiyor değil mi?
18 Ekim 2011 Salı
Matah Gibi...
Yahu, salsana kendini doyasıya...
insan kendi evinde misafir gibi gezinir mi?
istersen düşük cümle kur, istersen imla yanlışı yap.. sadece sen sorumlusun...
istersen kız, bağır, çağır,
istersen şiir yaz... burası senin duygu balonun!
ne kastın kendini bu kadar?
matah gibi!!!
Şimdi,
bu kızgınlıkla (hem kendime, hem başkalarına) diyorum ki;
gölgelerin gücü adınaaaaa
GÜÇ bende artık!!!!!!
10 Ekim 2011 Pazartesi
OKul Paradoksu...
7 Ekim 2011 Cuma
Musmutlu bir gün....
ne zamandır yoruyorsun beni,
ne zamandır havandan geçilmiyor ve laf ettirmiyorsun kendine!
ve farkında mısın bilmem, ne zamandır yazamama bile fısat vermedin...
Şükür kavuşturana..
İsteyince oluyor demek ki, çok da zor değilmiş mutlu etmek! (Maşallah sana)
kolay şikayet ediyoruz da her birimiz, kolay takdir edemiyoruz maalesef.
Ben şimdi bana yaşattıkların için teşekkür etmek istedim sadece güzel gün :)
hep böyle geçsen, hep böyle mutluluk versen, ne kaybedersin?
Oğlum okullu, ben mutlu, sevgilim iyi, ailem sağlam, evim temiz, işlerim yolunda....!
hep kara kara yazılar yazılmayacak ya koskoca bloğa :)))
al sana musmutlu bir bed@rdem...
ben mutlu,
sen mutlu,
herkes mutlu,
yaşam umut dolu geçsin...
güzel haftasonları
23 Eylül 2011 Cuma
Geçmiş Olmadı Yüreğime....
Dünya güzeli yavruların hiç hastalanmaması, her daim yüzünün gülmesi temennisiyle yalvardım Allah'ıma...
Neler neler düşünüyoruz yaşam telaşında, neleri aklımıza takıyor, neleri tükenmez acı zannediyoruz bilmeden. İnsan yaşamadan bilmez derler ya, o cinsten işte! Hepimiz yaşamadıkça unutuyoruz kıymetlerimizi, en değerlilerimizi annecim. Derinden acıyan bağrıma basıyorum dün geceden beri beni yaşatan güzel varlığının minnetini. Şükürler olsun varlığına, canıma can katan suratına, güzel badem gözlerine, gülümseten sözlerine binlerce şükür...
En çok da ne kahretti biliyor musun kalbimi dün gece? sabahına hiçbirşey olmamış gibi işe gelip, hiçbirşey olmamış gibi işlere boğulacaktım. Sen anneannende yatacaktın bile bile, ben para kazanma telaşıyla seni evde bırakıp yine yaşam telaşına düşecektim. Ve sen bunu o küçücük yüreğinle anlamamak için diretecektin. Ne kadar da haklıydın...!
Ben şimdi işyerinde, iş yetiştirmeye çalışıyorum birilerine....
sen anneannende...
"düzen" bu...
birileri sürekli çalışmak zorunda...
yaşamadan,
üzülmeden,
sevmeden,
başka birşey düşünmeden,
ağlamadan, kahrolmadan,
şikayet etmeden,
hiçbir yere gitmeden
sadece çalışmak zorunda birileri....
anlamak ne zor değil mi annecim?
anlamaya çalışıp beni daha çok üzme...
sen iyi ol, ben çalışayım...
dedim ya; "düzen" bu...
işler beni bekler sen bir yerlerde kendi kendine büyürken....
Affet annem...
19 Eylül 2011 Pazartesi
Bugün OKULLU Olduk...!!!
9 Eylül 2011 Cuma
Artık bana hergün Bayram!
23 Ağustos 2011 Salı
İndirim mi istiyosun, Buyur gel..!
22 Ağustos 2011 Pazartesi
İyi ki be Anacığım....
en çok seninle tartışmayı severim ben bu hayatta biliyor musun? beş dakika sonra alt dudağını titrete titrete gelir sarılırsın çünkü...
en çok senin üzerinde severim kırmızıyı, pembeyi ve yeşili; hayatın boyunca karalar giydin çünkü...
seninle severim gezmeyi, eğlenmeyi; liseli kızlar gibi cıvıldaşmana bayılıyorum çünkü...
sırf sen şarkı söyleyesin diye uyumazdım çocukken; senin sesinden ninni dinlemeden büyüyemezdim çünkü...
seni hala hep yanımda isterim; ben hiç büyümedim çünkü....!
canımsın, ciğerimin içisin,
iyikimsin benim...
Bebekler doğmadan önce annelerini seçerler diye okumuştum bir kitapta, hemen inandım. Benim seni seçmak için yüzlerce nedenim var,
sen benim diğer yarımsın çünkü....
Nice yıllara güzel sultanım... Annem, annanelerin en güzeli...
İyi ki doğdun!
İyi ki be anacığım.....