6 Temmuz 2009 Pazartesi

BuraLardayım....

Geldim nihayet....
Özlemekten direği kırılmış burnumu da yanıma alıp döndüm mis kokulu, yeşil Karadeniz'den. Oğlumu bir daha bırakıp bir yere gider miyim bilmiyorum (büyük konuşmamak lazım) ama bırakırsam kesin bu defa kliniğe yatırırlar beni. Bu nasıl bir hasretti anlamadım arkadaş! Bu nasıl bir yürek sızısı, nasıl bir tanımlanamaz eksiklik... Delirmek işten bile değildi, delirmeden dönmeyi başardım (daha da korkuncu ben öyle sanıyorum) hemen atladım BaLLımın üzerine, yedim yedim doymadım.

Karadeniz ile ilgili herşeyi yazacağım sabırlı olun, önce şu hasret giderme işini halledeyim müsaadenizle. Zira akıl yönünden fukara kalmak üzereyim :) Nasıl büyümüş, nasıl serpilmiş Yarabbim. Dünya kadar şey öğrenmiş anneannesinden. Bambaşka bir çocuk karşıladı beni sanki, abisi de varmış da benim haberim yokmuş gibi. OOOf bir de güzel olmuş inanır mısınız?



Neler neler yapabildiğine annesi olmama rağmen ben bile inanamadım. "anne" demeyi öğretmiş annem ben gelmeden, süpriz yapmak istemiş. Bizimkisi anne yerine "anTe" diyebiliyor ama benim aklımı oynatmama yetti, tahmin edersiniz :) her söyleneni anlayabiliyor ve konuşamamasına rağmen herşeyi anlatabiliyor. Bu çocuklar tam bir mucize örneği gerçekten. Hepsini yemek lazım... Ben saat geçirmeye çalışıyorum Ballımı yemek için, size de afiyet olsun :))

Allahım kimseleri Ballısından ayırma...
Amin...


2 yorum:

MOMOL dedi ki...

amin amin :)
maşallah yaa bu bıcırık çok tatlı bedardem :)
gezdiğin, gördüğün yerlerin ayrıntılı anlatımını en kısa sürede senden bekliyorum; önce ballını ye bitir, sonra dön bloga :) :)

βЄƉΔЯƉЄм dedi ki...

Hala yiyorum Momolcum :) en kısa zamanda mükemmel fotolarla karşınızdayım... takibe devam ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails