

Cumartesi günü yeni keşfettiğimiz bir yere gittik "çekirdek aile" olarak...
"Kuğulu Park"

Önce yeşil çimenlerle tanıştırdık kuzucuğumu, çiçekleri, ağaçları ve yavru kuşları tanıdı sırasıyla. Elimizi tutmak istemedi inatla, kendi kendine düştüğünde ağlamadı bile. Yetişkin bir insan edasıyla selamladı diğer insanları, şirinlikler yapıp kendine aşık etti (kaleyi içten fethetti)
Eeee, çocuk doğurup, adını da "RüzGar" koyarsan bunun bir bedeli olmak zorunda elbette!
Bizimki önde, Can (babası) ve ben (annesi) :) arkada bacaklarımız kopana kadar koşturduk ortalıklarda. Unutulmayacak zamanlardandı benim için...
Çiçek topladık, kuğuları yakından tanıdık, köpeklerle oynadık, yavru kuşların annesinin gagasından nasıl yemek yediklerini izledik şaşkınlıkla. Hava da şansımıza o kadar sıcaktı ki, üstümüzü değiştirmek zorunda kaldık bir süre sonra. Hatta bizimkini alttan çıtçıtlı badisiyle bıraktım, altında da eşofmanı esti durdu ortalıkta....

O gün inanmaya zorlanacağımız bir hadiseyle daha karşılaştık... Temiz havadan mı yorgunluktan mı bilinmez, tam tamına 2.5 saate yakın uyudu baLLı badeMim çimende minderler üzerinde. Nasıl şaşırdık anlatamam, hatta bir ara endişelendik bile diyebilirim ve tabii çok güldük, çok eğlendik. Uyanır uyanmaz, topladığı enerjiyle esmeye devam etti "paRk RüzgaRı"...
Düşünüyorum da, ne zamandır birlikte bu kadar eğlenmemiş, birbirimize bu kadar vakit ayırmamışız. Ne kadar yazık!
Haftasonunu nimetten sayışım bundandır anladım, utandım.... Paylaştım sizinle.... Sevgiyle....


2 yorum:
hergününüz bugünden güzel olsun canım arkadaşım...
sizin de bitaneciğim... hep birlikte güzel günlere İnşallah...
Yorum Gönder