21 Mayıs 2009 Perşembe

İçimin Özgür Bahçesi

Neden daha önce akıl edemedim ki bu yazı işini? Neden sen daha küçücük bir fasulye tanesiyken ve ben seni içimde hissetmeye başladığım o karmaşık duygularda yazmaya başlamadım? Neden, içimde sıkıştırdım bütün hissetiklerimi, bana hissettirdiklerini, yaşattığın mutlulukları, sevinç gözyaşlarını......? Neden?
Allahtan Elifçim var da, beni silkeleyip kendime getirdi. Çocuğuna vereceğin en güzel hediye, yine onun için yazdığın yazılardır diye hatırlattı çok şükür. Yol gösterdi, öncü oldu, akıl etti, paylaştı yüreğini, canını sevdiğim arkadaşım.
Şimdi uçuşup duran cümlelerimi bağlayabileceğim güvenilir bir dal bulmanın bebek neşesi içinde, hergün heyecanla açıyorum bloğumu. Sana yazmak, sana anlatmak, dertleşmek için seçmece olmayan samimi cümlelerimi özgür bırakıyorum sayfalarda. Okuduğunda kocaman yanaklarını kıvırıp gülümseyeceğin, annenin taaaa içini görebileceğin cümlelerden bahsediyorum. Zira annen bir yazar olmasına rağmen, kendi söküğünü dikemeyen bir terzi aynı zamanda sana karşı. Ürkek heyecanlı ve ne yapacağını şaşırmış, seninle büyüyen kocaman bir çocuk aslında senin annen. herkesin "çılgın" demekle yetindiği, çoğunluğa uymayan, anormalin de rmağında sallanıp duran bir deli kadın...
Ama mutlu, çok ama çok mutlu... Sayende... Yani seninle....
Birlikte büyüdüğümüz, birlikte yol aldığımız bu yolculuğun hiç bitmemesini diliyorum güzel yavrum. Hiç bitmesin içimin sana gülen yüzü, hiç bitmesin yüzündeki çiçekler, hiç ayrılmasın tombalak ellerin ellerimden.....
seni çok seviyorum biricikim...



1 yorum:

ELİF dedi ki...

Canımsın...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails