29 Mayıs 2009 Cuma

Bizi Aşktan KoRu....



Aşk mı ???
En hayal edilemezini yaşadım ben, en ulaşılmazını, en film gibi olanını... Yere basmadan dolaştığımı hatırlıyorum mesela, sevgilisi olmayanlara nasıl "sevgili" olunuru üstüne basa basa anlattığım günler dün gibi hatırımda. Minik grup sohbetlerinde, aşkın miadının dolmayacağı konusunda yaptığım (onlar için çok sıkıcı) uzun konferanslar sayesinde kendimi komik duruma nasıl düşürdüğümü anladığım şu günlerde farkettim ki, AŞK öyle kocaman/bir ömür boyunca sizi yalnız bırakmayan bir olgu değilmiş maalesef.
Bunu kötü birşey yaşadığım için veya aşktan uzaklaştığım için falan yazmıyorum yanlış anlaşılmasın. Biraz büyümek, biraz olgunlaşmak ve biraz da aNNe olmakla ilgisi olabilir bu görüş değişikliğimin... Yoksa eşimi çok seviyor ve onsuz olacağımı aklıma getirdiğim zamanlarda kendimi hastalıklı gibi hissediyorum.
Demeye çalıştığım şey aslında aşkın zaman içinde uğradığı saldırılar sonunda, yani gün geçtikçe renk değiştirmesi ve belki de yalnızlaşması.
Evet, bana kalırsa aşk, tek kişilik bir hastalık!

Mideni bulandıran, kalbi hızlandıran, gereksiz bir sürü hallüsülasyonla beyni uyuşturan, sürekli gülümsemeni sağlayan kasların tahrip olmasına neden olan komik bir hastalık hem de... Başlarda görülen bu yan etkilerin devamında yerini kocaman bir boşluğa bırakmasının tek nedeni olabilir bana kalırsa, aşkı iki kişi yaşama çabası... Çünkü aşkı iki kişi yaşamaya çalışınca acaip bir kaos ortamı doğuyor ister istemez.
Ben arayayım, yok o sevdiğini söylesin, bana gelsin, yok ben gideyim, en çok ben seviyorum, bana şiir yazsın, daha duyarlı olayım, biraz değişse fena olmaz......... Bunca saçma sapanlığın içinde kendini gidişata kaptırıp güzel birşeyler yaşarsan ne ala? yok bu detaylarla uğraşıp aklının çilesini doldurmaya çalışırsan geçmiş olsun, çünkü kendini, bir yere varılması imkansız bir yolculukta bulman an meselesidir artık.
Neden böyle şeyler yazmak istedim bugün bilmiyorum.
Kendi kendime itiraf etmek istedim artık sanırım. Romanlarda ya da salyalar akıtarak izlediğimiz filmlerde bayıldığımız artistlerin aşkını yaşamaya olanak yok. Artık gerçeğin farkına varıp sadece yaşamak istediğimiz insanla hayatı paylaşmaya devam etmek ve tadını çıkartmak zorundayız.
Bana bu yolculukta eşlik eden biricik kocama, baldan şeker oğlum Rüzgarıma selam olsun.....
AŞKsa AŞK anasını satayım....!
Onlar aşkın ta kendisi benim için.....

NOT: Bu yazıyı da unutun gitsin......


1 yorum:

Adsız dedi ki...

ilginc bir yaklaşım ve bakış acısı herkesin aşık oldugu biriyle beraber olması dilegiyle. Askınız hic sönmesin hanımefendi..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails